160 yıl yaşayan Zaro Ağa

Dünyanın bilinen en uzun ömürlü insanı olarak resmi kayıtlara geçen Zaro Ağa , Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı idi.
Zaro Ağa, bazı kaynaklara göre 1774, bazı kaynaklara göreyse 1777’de Bitlis, Mutki, Meydan Mahallesi’nde doğmuştur.

Bitlisli Şemsi Ağa’nın oğlu Zaro, 1774-1777 yılları arasında Bitlis’in Mutki ilçesi/Meydan Köyü’nde bir Zaza Kürdü ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş ve 18 yaşına kadar bu köyde yaşamış. Ancak daha sonra İstanbul’a giderek Tophane’ye yerleşmiş ve yaşamını burada sürdürmüş ve orada da hayata gözlerini yummuştur.

Zaro Ağa’nın 11 veya 17 veya 29 kez evlenmiş olduğuna dair rivayetler var. 96 yaşına kadar çocuk sahibi olabilen Zaro Ağa’nın 5i kız olmak üzere 13 çocuğu olmuş. Ancak o hayattayken bir tanesi hariç hepsi ölmüş. Zaro Ağa öldüğünde en son doğan kızı 60 yaşlarındaymış. Ömrünün son günlerine kadar zinde bir vücuda sahip Zaro Ağa’nın 130’lu yaşlarındayken artık 90 yaşında olan ve hareket etmekte bile zorlanan oğluna çalışıp baktığını da söyleyenler olmuş.

1798’de Cezzar Ahmet Paşa komutasındaki orduda, Akka kalesinde, Napolyon’un ordularına karşı savaşan Zaro Ağa, 1800’lü yılların başlarında Sultan III. Selim’in emriyle Nizam-ı Cedid askerleri için inşa olunan Selimiye Kışlası’nın inşaatında da çalışmış. 1828’teki Rus-Osmanlı savaşına da katılıp bacağından yaralanmış ve geçici bir süreliğine Bitlis/Mutki’ye dönmüştür. 

Yeniçeri ocağının kaldırılmasından sonra hamallık işine geri dönen Zaro Ağa, kısa sürede kâhya olup Kürt hamallara 20 yıl süreyle ağabeylik edip iskelelerden pay da almış, ki hamallar camiasında kendisine ölene dek büyük bir saygı ve hürmet gösterilmiştir.

Hammallar Teşkilatı'nı kurar

18. yüzyılın sonlarına doğru İstanbul’a gitmiş ve Selimiye Kışlası, Beşiktaş, Ortaköy Camii ve Tophane Nusretiye Camii inşaatlarında çalışmıştır. Elli yaşlarında uzun yıllar İstanbul Hamal Topluluğu’nun başında kalmıştır. Daha sonra operatör Emin Bey’in şehreminiği (belediye başkanlığı) zamanında belediye serhademeliğine (başhademelik) getirildi.

Serhademelik zamanı

2 rejim,10 Osmanlı padişahı, 28 sadrazam,1 Cumhurbaşkanı, 5 başbakan görüp 7 savaşa katıldı Zaro Ağa. Bu savaşlar ise şu şekilde: Kırım Harbi, Rus Harbi, Plevne, Kafkas Savaşı, Balkan Harbi, Birinci Dünya Savaşı, işgal yılları ve İstiklal Harbi

Abdullah Cevdet’ın 1913’te Zaro ile sağlığı hakkında röportaj yaptığı da bilinmektedir.

1920’lerde İstanbul’daki Sanayi-i Nefise mektebinde talebelere modellik yaparken, dönemin idarecileri, Zaro’nun yaşını kullanarak gelir elde edebileceklerinin farkına varırlar ve Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti tarafından bir reklâm kampanyası organize edilir. Türklüğe atıfta bulunmak ve yeni Cumhuriyet Türkiye’nin propagandasını yapmak amaçlı Zaro’nun ‘en yaşlı Türk’ olduğunu lanse etmeye başlarlar ki Zaro her seferinde Kürt olduğunu dile getirmiştir. Öyleki, resmi davetlere Kürd kıyafetlerini giyerek katılmıştır.

Kampanya o dönemin en önemli ticari mallarından biri olan fındıkla başlar. Zaro Ağa’nın yaşı ve yediği yemeklere atıfta bulunarak düşünülen tanıtım çalışmaları, Macaristan’da dört dile çevrilerek tüm dünyaya dağıtılan kartpostallarla ivme kazanır.

Zaro Ağa, Napolyon’un Mısır işgali ile başlayan savaşta yer aldığını ve Yeniçeri Ocağı’nda çavuşluk yaptığını da belirtir. Yaşıyla dünyaya ün salması ve yurtdışına açılışı Milli Mücadele döneminde başladı, Fransa, İtalya, ABD ve İngiltere gibi ülkelerde bulundu. 1921’de Fransa’ya götürülen yaşlı adam sahnelerde teşhir edildi. Avrupa’daki bu bilinirliğiyle birlikte Türk basını da Zaro’yu yakın takibe aldı. Milli Mücadele’nin başarıya ulaşmasıyla yurda dönen Zaro, İstanbul’a giren askerleri karşılamak için yapılan törende ilk kurbanı kesti.

Zaro Ağa’nın dünyanın en yaşlı insanı olarak kabul edilmesi, bazı işadamlarının girişimleri sonucu Zaro’nun dünyanın değişik bölgelerini gezme ve görmesini sağlar. Bu işadamları, 1925’lerde Zaro Ağa’ya bolluk ve bereket vaat ederler ve onu Avrupa ve Amerika’ya götürürler. 1925 – 31 arası turnelere ve gösterilere katılır Zaro ve Avrupa’da bazı sirk gösterilerinde ‘ Dünyanın en yaşlı Türk’ü’ sloganı ile sahneye dahi çıkartırılır Zaro.

Zaro Ağa uzun yaşamak isteyenlere hep şunu öğütlüyor: “Çokça yoğurt yiyin”

Zaro Ağa Tophane’de küçük bir evde yaşamış. O dönemlerde akşam yemeklerini genelde erken saatte yermiş ve sofrada sadece yoğurt ya da ayran ile ekmek olurmuş. Zaro Ağa bu alışkanlığından tam 100 yıl vazgeçmemiş.

Hamallık yaparken tanıştığı iki Amerikalı yeni hayat vaadiyle Zaro Ağa’yı New York’a götürüyor.

Dünya basının odak noktası olmuş ve dünyanın en uzun yaşayan insanı olarak 1925’te İtalya’yı, 1930’da alkol karşıtı bir derneğin daveti üzerine Yunanistan’dan hareket ederek Amerika’yı, 1931’de İngiltere’yi ziyaret etmiştir. Tek parti döneminde, Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti marifeti ile bir reklam kampanyası organize edilerek Zaro Ağa’dan istifade edilmiştir. Bir yüzünde Zaro Ağa’nın iki kadın ortasında duran resmi diğer yüzünde ise “Kim Zaro Ağa gibi Türk üzümü ve fındığı yerse zeytinyağı ve İzmir inciri ile sindirim sistemini harekete geçirirse onun gibi bu yaşta sağlıklı olur.” ibaresi bulunan kartpostallar Macaristan’da dört dile çevrilerek tüm dünyaya dağıtılmıştır.Mustafa Kemal Atatürk ile iki kez karşılaşmış, kadınlara çok fazla hak verdiğinden yakınmıştır.1925’te Cumhuriyet gazetesinde yer alan bir demecinde ise “Ben ne Şeyh Said denen o mel’unu tanırım, ne de adamlarını bilirim. Allah belalarını versin!” diyerek dönemin önemli sorunlarından Şeyh Said İsyanı’nı eleştirmiştir.

Fakat daha sonra bu kişilerin amacının farklı olduğu anlaşılıyor. Özel bir kostüm giydirip sirkte “dünyanın en yaşlı insanı” şeklinde onu teşhir ediyorlar.

Zaro Ağa’yla birlikte fotoğraf çektirmek 10 dolar, onu öpmek ise 15 dolar!

O zamanlarda 150 yaşında olan Zaro Ağa’yı ülke ülke gezdiriyorlar ve zaten yorgun vücudu iyice yorgun düşüyor. İyi de para kazanıyorlar ağanın üzerinden. O zamanlar Zaro Ağa’yla fotoğraf çektirmek 10 dolar, öpmek 15 dolar.

Ölümüne yakın ise kapıcılık yapmıştır.

Verdiği röportajlarda yurtdışında umduğunu bulamadığını ve kandırıldığını söyleyen Zaro Ağa, yurda dönmesinin ardından Eylül 1933’te İzmir Panayırı’na geldi ve burada da para karşılığı halka sergilendi. Zaro Ağa’nın yurtdışı ve yurtiçi mesaisi vücudunun yorulmasına neden oldu, özellikle Amerika ve İngiltere’den dönüşünden sonra sık olarak rahatsızlanmaya başladı. 1934 yılında üreminden dolayı hayata veda etti. Zaro Ağa’nın torunu Güllü Hanım “dünyasına doyamadan öldü” diyerek dedesi için yas tuttu. Ölümü yerli ve yabancı basında geniş yer buldu.

Zaro Ağa, 29 Haziran 1934 tarihinde Şişli Etfal Hastanesi’nde öldü. Yapılan otopside Zaro Ağa’nın oldukça uzun yaşamasına rağmen tüberküloz, kalp büyümesi, beyinde damar tıkanıklığı ve üç böbreklilik gibi sağlık sorunlarına sahip olduğu belirlendi.Şişli Etfal Hastanesi başhekimi Rıfat Hamdi’nin açıklamasına göre Zaro Ağa, ölümünden önce 162 yaşında olduğunu söylemişti.

Mezarı Eyüpsultan kabristanındadır. Pierre Loti Kahvesi’ne çıkan yokuşun ortalarında, yolun ikiye ayrıldığı yerde, sol taraftadır. Hamidi başlıklı mezar taşında “Bitlisli Şemsi Ağa oğlu 160 yaşında ölen Zaro Ağa’nın ruhuna Fatiha” ifadesi yer almaktadır.

Yaşananlara dayanamaz, ölür
10 padişah gördü, 29 kez evlendi
Dünyanın en uzun yaşayan insanlarından kabul ediliyor
Savaşa katılır ve yaralanır
Yoğurt ve ekmekle besleniyor
New York'ta hazin son
Ciğerlerinde tüberküloz, kalbinde büyüme
Ölüm haberi dünya medyasında
10 padişah gördü, 29 kez evlendi

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir