Kanayan yara Doğu Türkistan

1932’DE KURULUP ÇİN-RUS İTTİFAKIYLA 1934’DE YIKILAN
DOĞU TÜRKİSTAN İSLAM CUMHURİYETİ KURUCULARI

Doğu Türkistan, makûs kaderinden asırlardır kurtulamamış, bir taraftan Rusya diğer taraftan Çin’in kıskacı arasında sıkışarak hayat mücadelesi vermeye çalışmaktadır.

Doğu Türkistan yüzölçümü itibariyle 1.828.418 kilometrekaredir. Doğu Türkistan; Tibet,  İç Moğolistan ve Mançurya gibi Kızıl Çin müstemlekeleri dâhil, bütün Çin topraklarının beşte birini teşkil etmektedir. Fakat zengin petrol yataklarına sahip olması ve son dönemlerde Çin-Rusya arasındaki enerji yakınlaşmalarının kesiştiği bölge olması hasebiyle bölgenin önemi daha da artmıştır.

Doğu Türkistan, Türklerin eski yerleşme alanlarından biridir. Bölgeye ilk hâkim olan Türk Devleti, Hunlardır. M.Ö. 300 yıllarından itibaren Türk birliğini kurma çabalarına giren Hun Devleti, Doğu Türkistan’ı kendisine bağlamıştır. Doğu Türkistan coğrafyası bu tarihten sonra sırasıyla; Hun (M.Ö. 220-M.S. 386), Tabgaç (386–534) ve Göktürk (550–840) hâkimiyetinde kalmıştır. Uygur Türkleri 840 yılında bölgeye yerleşmiştir.

840 yılında Kırgızların Uygur başkentine girmesinden sonra Uygurlar kendilerini toparlayamamışlardır. Bir kısmı Kuzey Çin tarafına (Kansu bölgesine), bir kısmı da bugünkü Doğu Türkistan (Turfan ve Kaşgar) tarafına göç etmişlerdir. Bu bölgede kurulan Uygur Devleti Cengiz istilasına kadar varlığını devam ettirmiştir.

Doğu Türkistan’a göç eden Uygur Türklerinin başında Vu-hi Tegin’in kardeşi Ngo-nie Tegin bulunuyordu. Bunlar, 840’ta Kara-balasagun’da istilacılar tarafından öldürülen Uygur kağanının yeğeni Mengli’yi kağan seçerek 856’da Doğu Türkistan toprakları içinde 3. Uygur Devleti’ni kurmuşlardır. Uygur Devleti, Karahanlı Devleti ile X. yüzyılın sonlarına doğru birleşinceye kadar hüküm sürmüştür.

Yedisu tarafına göç eden Uygurlar, kendilerinden evvel buraya kadar gelerek yerleşik hayata geçen ve Tibetlilerle olan savaş sırasında Doğu Türkistan’ın güney taraflarına kadar gelen (Kaşgar, Yarkent, Hoten) Uygur Türkleriyle kaynaşmışlardır. Uygurlar, Karluk Türkleriyle birleşerek 880’de Karahanlı Devletini kurmuşlardır.  Doğu Türkistan daha sonra Kara Hoca Uygur Hanlığı (846–1218) ve Türk-Moğol İmparatorlu hâkimiyeti altında kalmıştır(1218–1759).

1750’de Çin işgali başlamış ve 1862 tarihine kadar sürmüştür. Bu süre içinde Doğu Türkistan’da 42 isyan hareketi olmuştur. 1863’te Mehmed Yakup Bey, Kaşgar merkez olmak üzere devlet kurmayı başarmıştır. Bu devlet Abdülaziz’den istedikleri yardımı almışlardır. Mehmed Yakup Bey, en büyük desteği ise II. Abdulhamid tarafından görmüştür.

Desteğe rağmen kurulan devlet uzun ömürlü olamamıştır. Yakup Bey’in 1877 yılında vefat etmesi üzerine Çin hemen Doğu Türkistan’a saldırmıştır. 18 Mayıs 1878’de Doğu Türkistan’ın tamamını işgal etmiştir. 18 Kasım 1884’te Çin imparatorunun emriyle 19. eyalet olarak Şin-cang (Xin Jian  “Yeni Toprak”) adıyla doğrudan İmparatorluğa bağlanmıştır.

Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı HOCA NİYAZ HACI (1932-1934)

1931 yılında Kumul kentinde bağımsızlık mücadelesi neticesinde bölgedeki Çinlilere karşı zafer kazanılmış ve 12 Kasım 1933 günü. Kaşgar’da Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti Kaşgar şehrinin Könci (Göncü) mahallesinde halkın ve milli askerlerin coşkulu gösterileri ve tekbir sesleri arasında Ayyıldızlı Gökbayrak göndere çekilerek ilan edildi. Bu merasimde Hükümet üyeleri ilan edilerek halka tanıtıldı. Anayasa ilan edildi ve devlet marşı okundu. Milli Meclis kuruldu. Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti ‘nin ilk ve son cumhurbaşkanı Hoca Niyaz Hacı oldu.

Devlet Başkanı : Hoca Niyaz Hacı,
Başbakan : Sabit Damolla
Başbakan Yrd: Canabek
Devlet Bakanı Alem Ahun
Milli Savunma Bakanı: Orazbek
Genel Kurmay Başkanı: Gn. Mahmut Muhiti
İç işleri Bakanı Saidzade Yunus Bek
Dış İşleri Bakanı: Kasım Can Hacı
Eğitim Bakanı : Abdülkerimhan Mahdum
Vakıflar Bakanı Şemsettin Turdı Hacı
Adalet Bakanı : Zari f Kan Hacı
Tarı Bakanı : Ebulhasan Hacı
Maliye Bakanı: Ali Ahunbay
Sağlık Bakanı : Übeydullah Bey
Cumhuriyet Ambleminde de yer aldığı gibi devletin temeli şu dön esas üzerinde kurulmuştu, İslâmiyet, bağımsızlık (Azadiyet), adalet ve uhuvvet ( Kardeşlik )Cumhuriyet’in dış ilişkileri Cumhuriyet dış ilişkilere çok önem vermiş ve bu hususu anayasaya da koymuştur. Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti ilan edildikten sonra Dış İşleri Bakanı Kasımcan Hacı ilk iş olarak Doğu Türkistan Cumhuriyetin kurulduğunu Peşaver’den Ankara’ya çektiği bir telgrafla Türkiye Cumhuriyeti’ne müjdeliyor ve Gökbayrak’tan Albayrak’a selam gönderiyordu.

Hükümet Türkiye, Hindistan, Afganistan ve bazı Avrupa ülkelerine gönderdiği temsilcileri kanalı ile devletin tanınması, kalkınması için maddi yardım en önemlisi istiklalinin güçlü ve saldırgan komşularına karşı korunmasını talep ediyordu.
Devletin başından beri en büyük komşusu Sovyet Rusya ile ilişkisi olmamıştır. Her iki taraf birbirlerine soğuk bakmıştır. Esasında Sovyetler yanı başında bir Türk devletinin varlığını tehlikeli görüyordu.

İngiltere İse Ona Asya’da müstakil bir Türk İslam Devlet’inin kendi egemenliğindeki Hindistan İçin kötü örnek teşkil edeceği gerekçesi ile bir türlü kabule yanaşmadı, Fakat olayları çok yakından takip etmekten de geri durmuyordu. Türkiye’ye gönderilen İzmirli Dr. Mustafa Kenüi’ye zamanın Dış işleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras şöyle diyordu;  “Sovyetler Birliği ile komşu olan devletler, her şeyden önce bu devletle iyi geçinmesi gerekir”

Afganistan Hükümet yeni kurulan bu devleti samimiyet ile tebrik ediyor ve iyi dileklerini bildiriyordu. Dünya siyasetinde belirleyici bir rol oynayan zamanın süper gücü İngiltere imparatorluğunun etkisindeki Ceraiyet-i Akvam başta olmak üzere Avrupa ülkeleri gereken ilgiyi göstermediler.

Rus-Çin rekabetinden dolayı isyana destek veren Rusya daha sonra kendi egemenliğindeki Türklere (Batı Türkistan) kötü örnek olacağı korkusuyla isyan sonrasında Çin’e destek vererek kurulan devletin yıkılmasına yardımcı olmuştur. 

Mücadele devam etmiş, 12 Ekim 1944 yılında Gulca’da Çinlilere karşı yine galip gelinmiştir. Ayaklanmaya destekleyen Rusya, Gulca’da 1944 yılı Ekim ayında Şarkî(Doğu) Türkistan Cumhuriyeti’nin kurulmasına yardımcı olmuştur. Gulca, Tarbagatay ve İli şehirlerini içine alan bu cumhuriyet bölgedeki Çin kuvvetlerini yenmiştir.

İkinci defa istiklâline kavuşan Doğu Türkistan Türklerinin kurduğu bu devletin kurucuları ve hükûmet üyeleri şu değerli kimselerden ibaret idi.

ALİ HAN TÖRE (1944-1949) Doğu Türkistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı

1- Cumhurbaşkan……………… Ali Han Töre

2- Cumhurbaşkan Yardımcısı. Hekim Han Hoca Beğ

3- Genel Sekreter………………… Abdürrauf

4- Maliye Nazırı…………….. .…..Enver Musabay

5- Maarif Nazırı.. …………………Seyfeddin Azizi

6- Adliye Nazırı……………… …….Mehmed Can Mahdum

Ancak Rusya bu hızlı gelişmelerden korkup bu Cumhuriyetin yöneticilerini Çinliler ile anlaşmaya zorlamışlardır. 1946 yılında iki hükümet arasında 11 maddelik bir metin imzalanıp birleşik hükümet kurulmuştur. Böylece bu devlet de Rusya’nın olumsuz tutumu neticesinde 20 Ekim 1949 yılında ortadan kalkmıştır. 

Bu arada Mao Çin’e hâkim olmayı başarmıştır. Eylül’ünde Doğu Türkistan’daki Çin birliklerinin komünist Çin hükümetine bağlılıklarını bildirmelerine üzerine Çin hiçbir askeri güç kullanmadan Doğu Türkistan’ı işgal etmiştir. O günden beri Doğu Türkistan Halkı Çinlilere karşı direnişleri dönem dönem devam etmektedir.

Uygur Türklerine reva görülen bu zülüm günümüzde maalesef en vahşi şekilde sürmektedir. Şimdi ki gençlik bu tarihi fazla bilmediğinden duyarsız kalmaktadır.  Ancak bütün suç bu gençliğin değildir. Yeterince anlatmasını bilmeyen biz aydınlar onlardan daha fazla sorumluyuz. Ne yazık ki dünya devletlerinin dikkatlerini bu coğrafya ya çevirmesini ülke olarak beceremedik. En üzücü durumda bu olsa gerek.

Doğu Türkistan Milli Kahramanı Osman Batur

Doğu Türkistan’ın Özgürlük Savaşçısı Osman Batur “Bir gün biz kâfirleri yine çöllerin öbür tarafına atacağız. Sayıları Taklamakan Çölü’ndeki kum taneleri kadar olsa bile.” O gün hala gelmedi. Doğu Türkistan hâlâ Çin baskısı altında. Fakat bundan 75 yıl önce Türkler bu baskıya baş kaldırdı. Başlarında ise Asya’nın Kartalı Osman Batur vardı. Asıl adı Osman İslamoğlu’dur. Kahraman anlamına gelen Batur ünvanı kendisine halkı tarafından sonradan verilmiştir. 1899 yılında çiftçi bir ailenin oğlu olarak Altay’ın Köktogay bölgesinde dünyaya geldi. Çocukluğunu at üzerinde göçebe Kazak hayatı yaşayarak geçirdi. Henüz 10 yaşına geldiğinde mükemmel bir binici, ayrıca iyi bir avcı olmuştu. Yaşıtlarına göre oldukça iri yapılı ve güçlüydü. 12 yaşında Çin’e karşı direnen Böke Batur’un ilgisini çekti ve Böke Batur bu çocuğu yanına aldı. Osman Batur burada savaş tekniklerini ve özellikle gerilla savaş taktiğini öğrendi.

Böke Batur’un Çinliler tarafından yakalanıp şehit edilmesinin ardından direniş yine başsız kaldı ve dağıldı. Bu olaydan sonra Osman Batur doğduğu topraklarda 40 yaşına kadar çiftçilikle uğraştı. Bu süre içinde Çin’in Türkler üzerindeki baskısı artarak devam etti. II. Dünya Savaşı’nın yaşandığı 1940’lı yıllarda bu baskı inanılmaz boyutlara ulaştı. Çinliler Türklerin içindeki önderleri ve büyük alimleri halkı örgütlememesi için katlediyorlardı. Bununla da yetinmeyip camileri bile yakıp, yıkmaya başlamışlardı. Çinliler yaptıkları zulme direnememesi için çıkarılan kanunla Türklerin elindeki tüm silahların toplatılmasına karar verdi. Osman Batur için bıçak kemiğe dayanmıştı. “Bugün silahımızı alanlar, yarın canımızı da alırlar. Ben silahımı Çinlilere vermem. İstiyorlarsa ve güçleri yetiyorsa gelip alsınlar” diyerek dağlara çıktı.

Türklerin artık bir lideri vardı. Osman Batur’u dağlarda yalnız bırakmadılar. Tek başına başladığı bu mücadelede kısa sürede yanında 30.000 silahlı askeri oldu. 1941 yılında Çinlilere ve Ruslara karşı mücadeleye başlayan Osman Batur, bütün Altay topraklarını Doğu Türkistan’ın kurtarılmasını amaç edinmişti. 2 yıl sonra Osman Batur tüm Altay topraklarını Çinlilerden temizledi. 1943’de yapılan törenle Altay Kazakları’nın Han’ı ilan edildi. 1945 yılına gelindiğinde ise neredeyse bütün Doğu Türkistan Türklerin kontrolüne geçmişti. Çinliler bu işin viddiyetini görünce Osman Batur’un üzerine tanklarla, uçaklarla ve kendisinden 10 kat daha büyük bir orduyla saldırdı. 1949 yılında Osman Batur’un yanında artık sadece 3-4 bin kişi kalmıştı. Çinliler yaptıkları baskınlarla gruptaki bütün kadın ve kızları esir aldılar. Bu esirlerin içinde Osman Batur’un kızı Aspay’da vardı. Osman Batur, kendisinden kat kat büyük olan Çin ordusuna karşı hücuma geçti ve esir düştü.

Çeşitli işkenceler gördükten sonra at üzerinde dolaştırılarak teşhir edildi. Çin sokaklarında at üzerinde, elleri bağlıyken bile “ben ölebilirim ama dünya durdukça benim milletim mücadeleye devam edecek” diye haykırıyordu. Urumçi’de düzenlenen mahkeme ile Osman Batur’un önce kulaklarının, sonra ellerinin kesilmesine, ardından kurşuna dizilerek idam edilmesine karar verildi. Doğu Türkistan’lı yazar Abdurrahman Hacımelek, Osman Batur’un hayatını anlattığı makalesinde yakalandıktan sonra şehit edilişini şöyle anlatıyor: “Çinliler nişan almış bekliyorlardı. Osman Batur, “Allahuekber” dedi ve ardından kurşun sesleri geldi. Sanki namaz kılıyordu. Önce diz üstü düştü, sonra alnı secdeye vardı. Bir rütbe daha kazanmıştı: şehitlik!”

DOĞU TÜRKİSTANIN KRONOLOJİK TARİHİ

552-745: Göktürk Hakanlığı batıda Aral Denizi’nden doğuda Baykal Gölü’ne tüm Orta Asya’ya hâkim oldu.

Göktürk Devleti'nin Sınırları (552–744)
Göktürk Devleti’nin Sınırları (552–744)

732-734: Orhun Irmağı yakınlarında bugün Orhun Yazıtları ya da Göktürk Kitabeleri olarak bilinen Kül Tigin ve Bilge Kağan adına taş yazıtlar dikildi.

744-840: Göktürklerin dağılmasıyla birlikte Uygurlar Kutluk Bilge Kül Kağan önderliğinde Uygur Hakanlığı’nı kurdular. Karabalsagun merkezli Uygur Hakanlığı Altaylar’dan Gobi Çölü’ne kadar hâkim oldu.

751: Talas Savaşı ile Türk boyları, Arap-İslam ordularının yardımıyla Çin kuvvetlerini yenilgiye uğrattı. Çinliler Orta Asya’dan tamamen çekilerek kendi anavatanlarına kapandı.

850-1250: Turpan ve çevresinde Uygur İdikut (Koço) Devleti hâkim oldu.

850-1212: Karahanlı Devleti Orta Asya ve Maveraünnehir üzerinde hâkim oldu.

944: Karahanlı Hakanı Satuk Buğra Han İslamiyet’i kabul etti.

1069: Balasagun Uygurlarından Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig adlı eserini Doğu Karahanlı kağanının naibi Tabgaç Buğrahan’a takdim etti.

1074: Kaşgarlı Mahmut Dîvânü Lugâti’t Türk adlı eserini Bağdat halifesi Muktedir’e sundu.

1212: Karahanlı Devleti Karahitayların saldırılarıyla dağıldı.

1219: Bugünkü Doğu Türkistan topraklarının tamamı Cengiz Han’ın önderliğindeki Büyük Moğol İmparatorluğu’na ilhak edildi.

Moğol İmparatorluğu topraklarının zamanla genişlemesi
Moğol İmparatorluğu topraklarının tarihlere göre genişlemesi (GIF)

1227-1370: Cengiz Han’ın oğullarından Çağatay Han’ın adını taşıyan Türkleşmiş Çağatay Hanlığı Maveraünnehir ve Altışehir çevresinde egemen oldu.

1271-1368: Cengiz Han’ın torunu Kubilay Han önderliğinde Moğol Yuan Hanedanlığı Çin topraklarını kontrol altına aldı.

1514-1678: Türkleşmiş son Çağatay hanlığı olan Seidiye Hanlığı Altışehir çevresinde egemen oldu.

1552: Rus Çarlığı Altın Orda Devleti’nden ayrılarak müstakil bir devlet hâline gelen Kazan Hanlığı’nı ele geçirdi.

1556: Rus Çarlığı 1466’dan itibaren müstakil olarak varlığını sürdüren Astrahan Hanlığı’nı ele geçirdi.

1556-1582: Rus Çarlığı Volga ve Ural nehirlerini ele geçirerek Hazar Denizi’ne ulaştı. Doğuya yayılması devam etti ve Sibirya’yı istila etti.

1678-1755: Altışehir’de Hocalar dönemi yaşandı.

1680: Mançu İmparatorluğu Tibet, Moğolistan ve tüm Çin kıtasına hâkim oldu.

1758-1760: Mançu İmparatorluğu Cungarya ve Altışehir’in tamamını işgal etti.

1760-1863: Doğu Türkistan Mançu İmparatorluğu’na bağlı bir müstemleke olarak kaldı.

1839-1842: Birinci Afyon Savaşı yaşandı. Mançu İmparatorluğu İngiltere karşısında büyük bir mağlubiyete uğradı. Savaş sonrasında yapılan anlaşmalar sonucunda da Batı’nın üstünlüğünü kabul etmek zorunda kaldı.

1853: Rus Çarlığı Tatar Kırım Hanlığı’nın başkenti Akmescit’i
işgal etti.

1853-1876: Ruslar Fergana Havzası’nda Hokand Hanlığı’nı ortadan kaldırdı, Altay bölgesi ile Tanrı Dağları Havzası’nın batı kısımlarına kadar nüfuz etti.

1867: Rus Çarlığı’na bağlı olarak Türkistan Valiliği ihdas edildi.

1865-1877: Yakup Han Tarım ve İli havzalarında Çin ordusunu yenilgiye uğrattı ve geri çekilmeye zorladı. Çin asıllı Müslümanları kendisine tabi kıldı. Merkezîleşmeyi sağladı. Kaşgar’da hükümdarlığını ilan etti.

1873: Yakup Han’ı temsilen Seyyid Yakup Han Töre İstanbul’da Sultan Abdülaziz’e beyatını sunarak Rusya, Çin ve İngiltere’ye karşı himaye ve yardım talebinde bulundu.

Yakup Han ile ilgili önemli bir bilgi: 

Yakup Han ülkede istikrarı sağladıktan sonra tarihi ve kültürel bağları olan ve İslam dünyasının hamisi konumunda bulunan Osmanlı İmparatorluğu nezdine elçi göndermiş Sultan Abdulaziz Han’dan yardım ve himaye talebinde bulunmuş; devletinin Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçası olarak kabul edilmesini dilemiş ve kendisine biat ettiğini bildirmiştir.

1877:  Aralık 1877’de Yakup Han vefat etti.

1878: Mançu ordusu batı sınırlarından girerek tüm Doğu Türkistan’a hâkim oldu ve Yakup Han Devleti’ne son verdi.

Yakup Han Devleti Sınırları
Yakup Han Devleti Sınırları

1884: Doğu Türkistan “müstemleke” statüsü kaldırılarak Sinjang adıyla Mançu İmparatorluğu’nun 19. eyaleti ilan edildi.

1911-1912: Çin’de 2000 yıl süren imparatorluk devri kapandı. Mançu İmparatorluğu dağıldı ve Nanking’de Sun YatSen’in başkanlığında Çin Cumhuriyeti’nin kuruluşu ilan edildi. Yeni cumhuriyet hem savaş beyleriyle hem de kuzey şehirlerinde güçlenen Komünist Parti’yle mücadele etti.

1911-1928: Doğu Türkistan’da Yang Zengxin’in valiliği dönemi yaşandı.

1917: Çin Almanya’ya savaş ilan ederek I. Dünya Savaşı’nda İtilaf Devletleri safında savaşa dâhil oldu.

1921: Çin’de aralarında Mao Zedong’un da bulunduğu tüm komünist grupların temsilcileri Şangay’da ulusal kongre düzenleyerek Çin Komünist Partisi’ni kurdular.

1928-1933: Doğu Türkistan’da Jin Shuren’in valiliği dönemi yaşandı.

1931-1945: Japonya Çin’i işgal etti.

1931: Kumul’da başlayan ayaklanmalar Turpan, Hoten, Altay ve Tarabagatay’a yayıldı.

Kasım 1933-Ocak 1934: Kaşgar’da kuruluşu ilan edilen Şarki Türkistan İslam Cumhuriyeti ancak üç ay dayanabildi.

1933-1943: Doğu Türkistan’da Sheng Shicai’in valiliği dönemi yaşandı. Bu dönemde bölge fiilen Rusya’nın etki alanına girdi.

12 Kasım 1944: Sovyet sınırına yakın İli, Altay ve Tarabagatay’da tarihe Üç Vilayet İnkılabı olarak geçen isyanlar sonucunda Ali Han Töre’nin liderliğinde Şarki Türkistan Cumhuriyeti ilan edildi.

Ağustos 1949: Şarki Türkistan hareketinin önde gelen siyasi liderleri ve ordu mensupları Ahmetcan Kasımi, Abdurreşit Eminov, Gani Kerimov, Osmancan Nasıri, İshakbey Mononov ve Abdülkerim Abbasov’u Pekin’e götüren uçağın Moskova’da düştüğü iddia edildi.

1949 Eylül: Komünist Parti ordusu Doğu Türkistan’a girdi.

Kominist Çin Ordusu1949

1949 Ekim: Mao Zedong Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu resmen ilan etti. Milliyetçi Cephe Tayvan’a çekildi ve kendi hükûmetini kurdu.

1952: Türkiye; Hindistan ve Pakistan’a göç eden yaklaşık 2.000 Uygur ve Kazak’ın sığınma başvurusunu kabul etti.

1953: Türkiye; Pakistan ve Keşmir’e sığınan 900 Doğu Türkistanlıya sığınma hakkı tanıdı.

1954: Mao’nun talimatıyla yarı askerî Sinjang Üretim ve İnşa Birlikleri/Bingtuan kuruldu.

Ekim 1955: Doğu Türkistan eyalet statüsünden çıkarılarak Moğol, Kırgız, Kazak ve Hui alt idari birimleriyle birlikte Sinjang Uygur Özerk Bölgesi adı altında doğrudan merkezî hükûmete bağlandı.

Sincan Uygur Özerk Bölgesi Başkenti Urumçi (Doğu Türkistan)
Sincan Uygur Özerk Bölgesi Başkenti Urumçi (Doğu Türkistan)

1958-1961: Mao’nun Büyük Atılım ekonomik planı ile tarım kolektifleştirildi, endüstriyel üretime ağırlık verildi. Yürürlükten kaldırıldığında 20 ila 30 milyon insan açlık ve kıtlık sebebiyle hayatını kaybetmiş bulunuyordu.

1959: Sovyet uzmanların yardımıyla Doğu Türkistan toprakları içerisinde bulunan Lop Nur’da nükleer deneme üssü kuruldu.

1959-1962: Binlerce Uygur, Kazak ve Kırgız, kitleler hâlinde başta Kazakistan olmak üzere Sovyet cumhuriyetlerine iltica etti.

29 Nisan 1965: Doğu Türkistan bağımsızlık hareketinin önde gelen isimlerinden Mehmet Emin Buğra Ankara’da vefat etti.

Mayıs 1966-Ekim 1976: Mao’nun mimarı olduğu Kültür Devrimi ile komünist rejime muhalif unsurlar siyasi, kültürel ve ekonomik bir tasfiye kampanyasıyla toplama kamplarına gönderildi.

Ağustos 1971: Diplomatik İlişki Kurulmasına Dair Ortak Bildiri anlaşmasının imzalanmasıyla Türkiye Çin’i resmen tanıdı.

1976: Mao Zedong öldü.

1979: Çin, reformist Deng Xiaoping’in başkanlığında ekonomik reformlarla başlayan süreçle birlikte izolasyonist politikasından vazgeçerek dış dünyaya açılmaya başladı. ABD ile ilk diplomatik ilişkiler kuruldu. Tek çocuk politikasını öngören nüfus planlaması yürürlüğe kondu.

Nisan-Haziran 1989: Komünist Parti’den tasfiye edilen reformist Hu Yaobang’a iade-i itibar isteyen binlerce işçi ve üniversite öğrencisinin Pekin’de Tiananmen Meydanı’nda yaptığı protestolar Çin ordusu tarafından kanlı bir şekilde bastırıldı. Yaklaşık iki ay süren ve 4 Haziran’da ordunun müdahale ettiği gösterilerde 1.000’i aşkın insanın öldürüldüğü tahmin ediliyor.

5 Nisan 1990: Barın katliamı: Kaşgar’ın güneyinde yaklaşık 20.000 nüfuslu Barın’da yaşanan ayaklanmaya karşı Çin ordusunun müdahale etmesiyle çok sayıda Uygur hayatını kaybetti.

Kasım 1991: Dönemin başbakanı Süleyman Demirel, Doğu Türkistan’ın en önemli siyasetçi ve yazarı olan İsa Yusuf Alptekin’le bir araya geldi. Görüşmede Demirel, “Çinlilerin Doğu Türkistan’daki kardeşlerimizi asimile etmesine izin vermeyeceği”ni belirterek konuyu BM gündemine getireceğini söyledi.

İsa Yusuf Alptekin; Süleyman Demirel, Erdal İnönü, Turgut Özal ve Alparslan Türkeş ile.
İsa Yusuf Alptekin; Süleyman Demirel, Erdal İnönü, Turgut Özal ve Alparslan Türkeş ile.

Mart 1992: İsa Yusuf Alptekin’i kabul eden dönemin cumhurbaşkanı Turgut Özal bağımsızlıklarını ilan eden Orta Asya’daki Türki cumhuriyetlerden sonra sıranın Doğu Türkistan’da olduğunu söyledi.

Mart 1992: Uluslararası Para Fonu (IMF) Çin ekonomisinin ABD ve Japonya’dan sonra en büyük üçüncü ekonomi olduğunu açıkladı.

17 Aralık 1995: İsa Yusuf Alptekin İstanbul’da vefat etti.

Nisan 1996: Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan Şangay’da Şangay Beşlisi Örgütü’nün kuruluş belgesine imza attı.

5 Şubat 1997: Gulca katliamı: Uygurların kültürel kimlikleri ve dinî yaşantıları üzerinde artan baskılar neticesinde 15.000-20.000 civarı Uygur ayaklandı. Dünya Uygur Kurultayı’na göre en az 100 Uygur öldürüldü, yüzlercesi yaralandı ve gösterilerin akabinde 4.000’e yakın Uygur gözaltına alındı.

19 Şubat 1997: Deng Xiaoping öldü.

Aralık 1998: Dönemin başbakanı Mesut Yılmaz’ın imzasıyla Türk devletinin tüm birimlerine gönderilen gizli genelge ile Doğu Türkistan’la ilişikli dernek ve vakıfların faaliyetlerine hiçbir bakan ya da devlet görevlisinin katılmaması istendi.

Nisan 2000: Çin Cumhurbaşkanı Jiang Zemin Türkiye’ye resmî bir ziyaret gerçekleştirdi. Üç gün süren ziyaret sırasında ekonomi, enerji, siyasi nitelikli anlaşmalar imzalandı. Jiang Zemin’e Türkiye Cumhuriyeti Devlet Liyakat Nişanı verildi.

Haziran 2001: Özbekistan Şangay Beşlisi Örgütü’ne katıldı. Örgütün ismi Şangay İşbirliği Örgütü olarak değiştirildi.

11 Eylül 2001: ABD’de sivil ve askerî binalar hedef alınarak bir dizi saldırı gerçekleşti.

Ağustos-Eylül 2002: ABD ve BM Doğu Türkistan İslami Hareketi’ni uluslararası terörle ilişkili gruplar listesine aldı.

Mart 2003: Hu Jintao 10 yıldır devlet başkanlığını sürdüren Jiang Zemin’den görevi devraldı.

Nisan 2004: Doğu Türkistan Millî Kurultayı ile Dünya Uygur Gençlik Kurultayı tek bir organizasyon altında birleşti ve Dünya Uygur Kurultayı kuruldu.

Mart 2008: 20 yıl aradan sonra Tibet’te en şiddetli Çin karşıtı gösteriler yaşandı. Pekin Olimpiyatlarına beş ay kala farklı ülkelerdeki Tibetli aktivistler dünyanın dikkatini bölgeye çekmek için çeşitli eylemlere imza attı.

Ağustos 2008: Pekin Olimpiyat Oyunları düzenlendi.

2009: Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 60. yılı törenlerle kutlandı.

24 Haziran 2009: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül beraberinde bakanlar, iş adamları ve bürokratlardan oluşan bir heyetle Çin’e resmî bir ziyaret gerçekleştirdi.

5 Temmuz 2009: Guangdong eyaletinde bir oyuncak fabrikasında çıkan kavgada Uygur işçilerin öldürülmesini protesto eden ve olayla ilgili bağımsız bir soruşturma açılmasını talep eden binlerce Uygur Urumçi’de sokaklara döküldü.

Mart 2010: İnternet arama motoru Google, sansür ve siber saldırılar sebebiyle Çin’den çekildi. Google, ocak ayında Çin’in önde gelen insan hakları aktivisitlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının Gmail hesaplarına siber saldırılar yapıldığını açıklamıştı.

Kasım 2010: Nobel Barış Ödülü Çinli muhalif Liu Xiabao’ya verildi. Çin’in katılmasına müsaade etmediği törende Liu Xiabao’nun ödülünü sözcüsü Yang Jianli aldı.

Şubat 2011: Çin Japonya’yı geride bırakarak ABD’den sonra dünyanın en büyük ikinci ekonomisi oldu.

Mayıs 2011: İç Moğolistan’da iki Moğol’un Han Çinliler ta rafından öldürülmesinin ardından yüzlerce Moğol sokaklara döküldü.

18 Temmuz 2011: Hoten’de bir polis karakoluna saldırı düzenlendi. Öldürülen iki polis dışında olayı gerçekleşti renler dâhil kimsenin kimliği açıklanmadı.

30 Temmuz 2011: Kaşgar’da gece işlek caddelerden birinde bir kamyonu ele geçiren iki kişinin, aracı yolda yürüyen insanların üzerine sürdüğü ve 6 kişinin ölümüne, 28 kişinin yaralanmasına sebep olduğu açıklandı. Olaylar Sinjang Hükûmeti Basın Bürosu tarafından “terör saldırıları” olarak tanımlandı.

20-22 Şubat 2012: Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkan Yar dımcısı Xi Jinping, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün davetlisi olarak Türkiye’ye resmî bir ziyaret gerçekleştirdi. Yedi yeni anlaşmanın imzalandığı görüşmelerde 2012’nin Türkiye’de “Çin Kültür Yılı”, 2013’ün ise Çin’de “Türk Kültür Yılı” olarak kutlanacağı açıklandı.

7-11 Nisan 2012: T.C. Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, be raberinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nunda aralarında bulunduğu bakanlar, milletvekilleri,
bürokratlar, iş adamları, akademisyenler ve basın mensuplarından oluşan kalabalık bir heyetle Çin’e resmî bir ziyaret gerçekleştirdi. Çin Başbakanı Wen Jiabao’nun daveti üzerine gerçekleşen ziyaret 27 yıl aradan sonra başbakanlık düzeyinde yapılan ilk resmî ziyaret oldu.

19 Nisan 2012: Sichuan eyaletinin Ngaba bölgesine bağlı Barma kasabasında iki Tibetli rahip bir kamu binası ya kınlarında protesto amacıyla kendilerini ateşe verdi. 16 Mart 2011-19 Nisan 2012 tarihleri arasında kendini ateşe veren Tibetli rahip sayısı 35’e ulaştı.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir