KOÇ ailesine ait TOFAŞ’ın, yani Türkiye Otomobil Fabrikaları Anonim Şirketi’nin Kuş serisinin bütün modellerinde ön takım, projelendirme aşamasından itibaren kusurluydu.
Bunun onlarca yıl boyunca sayısız kazaya sebep olduğu biliniyor ama düzeltmeye yönelik hiçbir şey yapılmıyordu. TOFAŞ’ın ne “rakip firma” endişesi vardı, ne de “TürkGugukSistemi” endişesi… Mühim olan, en kısa sürede en çok parayı kazanmaktı.
Hele o Kartal modeli, seyir halinde aniden gerçekleşen ön takım kilitlenmelerinden dolayı, her şeyden habersiz Binlerce vatandaşımızın, kadının, çocuğun, bebeğin katili oldu. Feci şekilde can vermelerine sebep oldu. İnanmıyor musunuz? Bu durum sadece Türkiye’de yaşanmış da değildir. Başka bazı ülkelerde de var ve bazı firmalar insan sağlığını hiçe sayarak, yaşadıkları toplumları kendilerine dost görmeyerek, vicdan dışı, insanlık dışı bakış açıları ile hareket ettiler. Bu husus, başlı başına bir araştırma-inceleme konusudur. Bu konuya bakarken “Onlar eskidenmiş. Artık öyle şeyler yaşanmıyor.” diyorsanız da büyük aldanıyorsunuz. Günümüzde ve Mercedes’in bile bazı modellerinde, daha projelendirme aşamasından itibaren hatalar var ve sayısız insanın katili oldu bunu bilip düzeltmeyen Mercedes yetkilileri. Yüzlerce Mercedes otobüs, hep Mercedes’in aynı model otobüsü, seyir halinde iken yakıt deposunun aniden alev alması neticesinde cayır cayır yandı. Hafif yananlar oldu. Feci şekilde yanıp sağ kurtulanlar oldu. Cayır cayır yanarak feci acılar içinde can verenler oldu. Bunların yaklaşık sayısını, basında ve medyada çıkan ilgili haberleri topluca inceleyerek belirlemek bile mümkün… Türk hukuk sistemi meseleye el atarsa, kim bilir basına ve medyaya yansımamış daha ne katliamlar bulunur. Türkiye’de en düşük tahminle, on binlerce kişinin ölümünden, on binlerce kişinin öksüz ya da yetim kalmasından, hiçbir zaman tam olarak hesap edilemeyecek devasa maddi zarardan birinci derecede sorumlu olan TOFAŞ’ın kuş serisini, onlarca senedir sektörün içinde olan uzmanlara sorun. Konuya daha da vakıf olanları bulursanız, dünya genelinde yayılmış ve uluslar arası bir derin devlet oluşturmuş Yahudi teşkilatlarının, dünya genelinde hangi sektörlerde, hangi ülkelerde, hangi markalar ve modeller ile insan canına sivrisinek kadar bile kıymet vermediğini sorup öğrenebilirsiniz. Belki de, kendisine rakip olabilecek ve pazardan silip atabilecek bütün uçak üreticisi firmaların başına üst üste kazalar, sıkıntılar çıkarılmış olan ve böylelikle haksız olarak devleştirilen, Siyonistlerin olan uçak üreticisi Boeing bile, TOFAŞ kadar çok sayıda ölümden sorumlu değildir. Ülkemizin genç, gayretli araştırmacılarını bu sahada ciddi araştırmalar yapmaya davet ediyorum. Son olarak, Rahmi Koç, uzun yıllar süren tartışmalardan sonra bir gün basın ve medya önünde “Evet kuş serisinin ön takımları kusurluydu” şeklinde itirafta da bulundu ve ömrünün geri kalanını ceza evinde geçirmesine sebep olacak bu suç itirafı basında yer bulurken, ona dokunulmadı bile… Zaten o itirafı “Eee kaç sene oldu. Sıktınız artık. Evet kusurluydu ve itiraf ettim. Ne olacak? Kesin sesinizi artık. Boşuna gürültü yapmayın.” tarzındaydı.
Serçe, Şahin, Doğan, Kartal marka araçlar ülkemizde yıllardan beri satılan ve hiç bir zaman geliştirilmeyen araçlardır aslına bakarsınız. Sanmayın ki bu araçlar ülkemizde ucuz satıldı. 1992 yılında sıfır alınan bir araç 6 ay kadar sonra bir evle takas yapıldı. Gayette pahalı idiler anlayacağınız. Onca zaman satılan bu araçlardan Şahin’i ele alalım. Bursa’da birleştirilip kullanıcıya ulaşan bu araç en son 2002 yılında üretildi ve kullanıcıya ulaştırıldı. Peki 1990 model Şahin ile 2002 model Şahin arasında ne fark var hiç düşündünüz mü? 1990 model Şahin vardı bir zamanlar. Sonra bir ara Şahin S gördük piyasada. Son zamanlara doğru piyasanın hiç tutmadığı motoru küçük olmasına rağmen inanılmaz fazla yakan Şahin 1.4 i.e, son zamanlarda ise fabrika çıkışlı LPG’li Şahin 1.6 i.e…
Türk milletine otomatik camı bile çok gören ve kesinlikle geliştirilmemesine rağmen bu güvensiz bu kadar fazla nasıl sattı Türkiye’de. Kuş serisi araçların düşmanı değiliz yıllarca bindik. Lakin bu araçlar Türklere atılmış en büyük kazıklardan bir tanesidir. Dünyanın birçok ülkesinde hiç kullanılmazken en çok satan en güvensiz araçtır Şahin. Yapmış olduğu kazalarda neden Şahin genelde ikiye ayrılır veya tanınmaz duruma gelir hiç düşündünüz mü? Ustalarla yapmış olduğumuz röportajlarda ilk söylenen söz şaşırtıyor. ”Kuş serisi mi aman aman aman” Tek avantajı nedir derseniz parçası ucuz. Ucuz ama kısa ömürlü. Parçasını bakkaldan bile bulabilirsiniz. Kimse parçası ucuz, parça ömrü kısa, bol bol hararet yapan arabasını övmeye kalkmasın lütfen. Biz burada aracın ne kadar güvensiz ve bir o kadar fazla satıldığından bahsetmek istiyoruz. Güvensiz olduğunu bilin ki kaza sonrası ne sizin ne de sevdiklerinizin canın yanmasın. Ustalara sorduk Şahin nasıl bir araç diye…
Mümkün mertebe uzak durulması gereken, özellikle şasesi çok zayıf, kaportası ince, kalitesiz, güvensiz, harareti seven, kaza sonrası şaşırtıcı ama gerçek ikiye bölünen bir araçtır. Türkiye’ye atılmış en büyük kazıktır. Sözlerine şu şekilde devam etti usta. Sakın 20 yaşında araç çürümesi normal demeyin. 1990 model Ladalara bakın arkadaşlar. Kışın tek marşta çalışırken, yazın hararet nedir bilmez, bunun yanı sıra inanılmaz az yakar. Burda Lada’yı övmüyoruz. Lada bile böyleyken diyoruz. Kaza sonuçlarına ve ölüm durumlarına bakın. Şasesi bizim şahinlerden çok daha kalitelidir. Modeline göre sağlamlıktan bahsetmek için bu örneği verdim. Sizde biliyorsunuz ki bu örnekleri çoğaltabiliriz.Peki Şahin hiç mi kullanılmaz. İllaki kullanılır. Kullanılmaz demiyoruz. Şekil itibariyle modeline göre güzel olan bu aracı çok dikkatli kullanın ve sürat yapmaktan kesinlikle kaçının. İşin garip yanı 1.6 motor olmasına rağmen LPG’de 35-40 kuruş yakan ve sık sık hararet yapan araç neden bu kadar çok kullanılır anlamak zor. Bakıyoruz etrafımıza 5000 liralık bir Şahin’de bir Şahin parası kadar da modifiye var. Sonrasında ikiye bölünmüş araçlar ve ölümlü kazalar…
İlk Yorumu Siz Yapın